'Başörtülü hakim, savcı, avukat olamaz. Sizin inancınız o mesleği yapmanıza engeldir' sözü ayrımcılığın, kadınlara yaşam hakkı tanımamanın en net ifadesidir. Sene olmuş 2025 ama görüyorsunuz bazıları için 28 Şubat kafası yıllar geçse de değişmiyor. İdeolojik körlük bu ve bunun gibileri öyle bir hale getirmiş ki iş hayatında üreten, çalışan başörtülü kadınları görünce öfke krizine giriyorlar.


Bunun yapıldığı yerin İstanbul Barosu'na bağlı bir grupta olması ise çok daha vahim bir tablo. Başörtülü kadınlara çalışma hayatında yer almasını 'hak' görmeyen bir zihniyet, nasıl kadınların haklarını savunacak? Böyle bir rezillik yaşanmasına rağmen KADEM dışındaki kadın derneklerinin tepki göstermemesi ise çok daha vahim bir durum. Başörtülü kadınları alenen aşağılayan, ayrımcılık yapan bu zihniyeti kınamayan kadın dernekleri de bana göre kamuoyu önünde inandırıcılığını ve güvenirliğini kaybetmeye mahkumdur.