Doç. Dr. Onur Alp Yılmaz üç detaya dikkat çekti
Milli İstihbarat Teşkilatı internet sitesinde “Casusluk Nedir” videosu yayınladı. BUPAR Araştırma Direktörü Doç. Dr. Onur Alp Yılmaz ''Videoda demokratik hukuk devleti açısından 3 tehlikeli nokta var'' uyarısında bulundu.

Ekrem İmamoğlu ve Merdan Yanardağ'ın da aralarında bulunduğu altı kişinin tutuklandığı ''Casusluk soruşturmasının'' ardından MİT kendi internet sitesinde dikkat çekici bir bilgilendirme videosu yayınladı.
3.01 dakikalık ''Casusluk Nedir?'' başlıklı videoda yer alan uyarılara BUPAR Araştırma Direktörü Doç. Dr. Onur Alp Yılmaz'ın üç konuda itirazıyla karşılaştı.
Videoda belirtilen ''Açık veri'' tanımına dikkat çeken Yılmaz, ''Bu, “devletin güvenliği” kavramını sonsuz genişletme eğilimidir ve fiilen seçim çalışmaları, kamuoyu araştırmaları, siyasal analizler gibi demokratik faaliyetleri yasaklama riski taşır'' hatırlatmasında bulundu.
Onur Alp Yılmaz'ın üç başlıkta dikkat çektiği uyarılar şöyle...


Demokratik faaliyetler için risk...

1- "İstihbarat örgütleri vatandaşlardan açık verilerden rapor hazırlamasını isteyebilmektedir" kısmı. Bu, sıradan bir fiili casuslukla eşitleyen bir mantık kuruyor. Açık veri, tanımı gereği, kamuya açık, yasal yollardan erişilebilen bilgidir.

Bir istihbarat servisi “açık veriden rapor isteyebilir” denilerek, herhangi bir akademik araştırma, medya analizi, hatta yerel seçim kampanyasında yapılan veri temelli analiz bile potansiyel suç alanına çekiliyor.

 Bu, “devletin güvenliği” kavramını sonsuz genişletme eğilimidir ve fiilen seçim çalışmaları, kamuoyu araştırmaları, siyasal analizler gibi demokratik faaliyetleri yasaklama riski taşır.


Bilinçsiz yardım ifadesi sorunlu...

2- “Bilinçli veya bilinçsiz olarak yabancı istihbarata yardımcı olmak” ibaresi, kastın aranmaması anlamına gelir. Oysa TCK 328 çok açık: suçun oluşması için “siyasal veya askerî casusluk maksadı” aranır. Yani kişi, bu bilgiyi casusluk amacıyla temin ettiğini bilerek hareket etmelidir.

Bunun anlamı nettir: Bu özel kast unsuru yoksa, suç da yoktur. “Bilinçsiz yardım” kavramı ceza hukukunun temel prensibi olan kusur ilkesiyle çelişir.

Bu anlayış, hukuku “niyet okumaya dayalı idari cezalandırma” biçimine dönüştürür. Ceza kanunu özel kast ararken, idare “özel kast olmasa da” demeye başlarsa bu, ceza hukukunun siyasallaşmış demektir.


Herkes birbirinin casusu olur...

3- “Şüpheli bir şey görürseniz bildirin” çağrısı. Bu tür çağrılar, modern demokrasilerde vatandaşı ihbar mekanizmasının bir parçası haline getirir.

Bu, klasik anlamda “devlet güvenliği” ile değil, otoriter rejimlerde görülen güvenlik-toplum ilişkisiyle ilgilidir. Devletin gözetim kapasitesi topluma yayılır. Herkes birbirinin casusu olur. Kamusal ve siyasal hayat zehirlenir.