Ankara Life Dergisi erken çocukluk eğitimine tutkuyla bağlı ismi, Merve Bayram Kayal’ı sayfalarına taşıdı...

 

 

Eğitimde fark yaratmak isteyen kadın girişimcilerin yol haritası burada yazılıyor.

Ankara Life Dergisi olarak bu ay, erken çocukluk eğitimine tutkuyla bağlı bir ismi, Merve Bayram Kayal’ı sayfalarımıza taşıdık. Kendi girişimini sevgi, bilim ve vizyonla inşa eden Kayal; kadın liderliğini, ortaklıkla büyüyen bir başarı hikâyesini ve gençlere ilham olacak girişimcilik yolculuğunu samimi bir dille paylaştı. Keyifli okumalar dileriz.

 Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım… Merve Bayram Kayal kimdir? Eğitim alanında bir kadın girişimci olarak yola çıkış hikâyeniz nasıl şekillendi, sizi bu alanda üretmeye ve bir girişim başlatmaya iten en güçlü motivasyon neydi?

Çocuk gelişimine olan ilgim, öğrencilik yıllarımda şekillenmeye başladı. Erken çocukluk döneminin, bireyin kişiliğini ve geleceğini şekillendiren en kritik evre olduğunu fark ettiğimde, bu sürece dokunmanın hem büyük bir sorumluluk hem de tarifsiz bir mutluluk olduğunu derinden hissettim. Kendi kreşimi açma fikri ise, çocukların sadece bakım gördüğü bir yer değil; sevgi, güven ve gelişim odaklı bir ortamda büyüyebilecekleri bir alan oluşturma isteğimle doğdu. En güçlü motivasyonum, her çocuğun kendi potansiyeline uygun, sevgi dolu ve bilimsel temellere dayalı bir eğitim almasını sağlamak oldu. Bugün bir annenin bana “Çocuğum buraya isteyerek geliyor, gözüm arkada kalmıyor” demesi, bu yolda ne kadar doğru bir adım attığımı bana bir kez daha hissettiriyor.

Bir girişimin ortağı olmak, aynı vizyonu paylaşmak kadar farklılıkları dengelemeyi de gerektiriyor. Bu ortaklık süreci sizin girişimci yönünüzü nasıl etkiledi, nasıl güçlendirdi?

Ortaklık, aslında bir yol arkadaşlığı gibi. Elbette aynı vizyonu paylaşmak çok kıymetli; ancak farklı bakış açılarını dengeleyebilmek de bir girişimin gelişimi açısından en az o kadar önemli. Biz, birbirimizi tamamlayan yönlerimiz sayesinde güçlü bir denge kurduk. Ben daha çok çocuk gelişimi ve eğitim odaklı bir perspektife sahibim; ortağım ise yönetimsel ve organizasyonel konularda güçlü. Bu farklılıklar, zaman zaman fikir ayrılıkları doğursa da, tartışmadan ziyade daha güçlü ve çok yönlü sonuçlar elde etmemizi sağlıyor. Bu süreç, girişimci yönümü hem geliştirdi hem de daha stratejik düşünmeme katkı sağladı.

Kadınların yönetim pozisyonlarında daha görünür olması sizce neden önemli? Sizin liderlik tarzınızda kadın olmanın nasıl bir etkisi var?

Kadınların yönetim pozisyonlarında daha görünür olması bence son derece önemli. Çünkü hem eğitimin hem de iş dünyasının, kadınların bakış açısına, sabrına ve empati yeteneğine ihtiyacı var. Kadınların liderlikte daha fazla yer alması, sadece çeşitliliği artırmakla kalmıyor; aynı zamanda toplumsal gelişime, eşitliğe ve daha kapsayıcı bir gelecek inşasına da katkı sağlıyor.

 

Özgün eğitim anlayışınızı kurumsal bir yapıya dönüştürürken karşılaştığınız dönüm noktaları nelerdi? Bu anlarda girişimci kadın refleksiyle nasıl kararlar aldınız?

Özgün eğitim anlayışımızı kurumsal bir yapıya dönüştürürken en önemli dönüm noktası; ‘farklı bir şey yapabilir miyiz?’ sorusuydu. Çocukların sadece vakit geçirdiği değil, güvenli, sevgi dolu ve gelişim odaklı bir ortamda büyüyebileceği bir kurum oluşturmak istedik. Bu süreçte mekân seçimi, ekip oluşturma, velilerin güvenini kazanma gibi kritik kararlar dönüm noktaları oldu.

 

Genç kadınlara bir mesaj vermeniz gerekseydi; “girişimcilik” kelimesi onlara nasıl bir duyguyla eşlik etmeli? Bugünden geleceğe uzanan bir kadın dayanışması sizce nasıl inşa edilir?

Genç kadınlara söylemek isterim ki; girişimcilik kelimesi onlara korkutucu değil, cesaret verici bir duyguyla eşlik etmeli. Girişimcilik; kendi potansiyelini keşfetmek, hayallerini hayata geçirmek ve zorlukları aşabilecek güce sahip olduğunu görmek demektir. Kadınlar çoğu zaman cesaret ettiklerinde ne kadar güçlü olduklarını fark ediyorlar.